Panelde ADD Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Emre Altınışık’ın Moderatörlüğü yaparken Psikiyatri Uzmanı Dr. Semih Dikkatli konuşmacı olarak katıldı. 

ARSLAN; VATANDAŞLARIMIZI BİLGİLENDİRMEK İSTİYORUZ

Panelden önce basın mensuplarına açıklama yapan Manisa Baro Başkanı Ali Arslan; “ Akhisar’da Atatürkçü Düşünce Derneği ve Manisa Barosunun öncülüğünde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Profesör Doktor Metin Feyzioğlu’nun katılımı ile Anayasa değişikliği ile ilgili panelimiz söz konusudur. Türkiye Barolar Birliği Türkiye genelinde Anayasa değişikliğinin ne getirip, ne götüreceği konusunda yoğun bir çalışma içerisindedir. Vatandaşlarımızı bu konuda bilgilendirmek istiyoruz” dedi. 

BAKIRLIOĞLU; MHP LİDERİ BİRDEN BİRE GÜNDEME GETİRDİ

Akhisar Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Av. Günhan Bakırlıoğlu; “27 yıl önce bugün elim bir suikast sonucu kaybettiğimiz derneğimizin kurucusu ve ilk genel başkanı Anayasa Profesörü Sayın Muammer Aksoy’u saygı ile anıyorum.  İktidar Partisi uzun bir süredir Başkanlık sistemini arzu etmekteydi. Ancak son zamanlarda çokta gündeme getirmiyordu. Ne olduysa muhalefet partilerinden MHP’nin lideri birdenbire bu konuyu gündeme getirdi. Başkanlık sisteminin yolunu açtı. Coşkuya kapılan iktidar partisi kısa sürede hazırlandı ve Anayasa değişiklik önerisi genel kurula geldi. Olaylı meclis oylamalarında yangından mal kaçırır gibi referanduma sunulacak oy miktarını elde ederek kanunlaştı. Şimdi önümüzde Nisan ayının bir Pazar günü yapılması beklenen referandum süreci var” ifadelerini kullandı.

KİM GELİRSE GELSİN DURUM DEĞİŞMEZ

Tek Millet, tek devlet gibi soyut kavramlarla algı operasyonu yapıldığını belirten Bakırlıoğlu; “Bu Anayasa değişiklikleri ile tek bir adamın ülkemizi yönetme konusunda olağanüstü yetkilerle donatıldığını görüyoruz. Olaya kişi bazında bakmıyoruz. Kim gelirse gelsin durum değişmez. Halkımızı temsil eden meclisimiz pasifize ediliyor. Demokrasinin güvencesi olan yargı tek kişinin ellerine teslim ediliyor. Ülkemizin geleceği tek bir adamın iki dudağı arasından çıkacak emirlere mahkum ediyor. İstikrar gelecek terör bitecek diyorlar. Biz zaten tek devlet, tek millet değil miyiz? Terör örgütleri referandumda evet çıkarsa millet evet dedi artık terör yapmayalım mı diyecek? Büyük resme bakmak ve dikkatli okumak lazım” dedi. 

DİKKATLİ; ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TOZ BULUTU İÇİNDEDİR

Psikiyatrist Dr. Semih Dikkatli ise, sözlerine hayır diyerek başlayarak, “Bu konu çok yerde tartışılıyor ama bilinçli bir şekilde içeriği, getirilen maddelerin neler götürüp neler getireceği ve esasları üzerinde bilgi verilmiyor. Anayasadaki değişiklik, açıklama yapılmadığı için bir toz bulutu içindedir” dedi.

Sahneye, Akhisar ADD gençleri ile beraber çıkan Feyzioğlu önce gençlerle öz çekim gerçekleştirdi. Ardından sahnede bağdaş kurarak konuşmasını sürdürdü.

FEYZİOĞLU; 2 AY BOYUNCA TOPLANTILAR YAPACAĞIZ

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu; “ Önümüzde 2 ay var. 2 ay boyunca toplantılar yapacağız. Anayasa değişikliği konusunda halkımız yeterince bilgilendirilmedi. Anayasa değişikliği meclisi başkan karşısında etkisiz kılıyor. Meclisin bir kanunu çıkarıp başkana yayınlaması için göndermesi durumunda başkanın buna hayır deyip bir kez daha değerlendirip deyip meclise iade etmesi durumunda meclisin bu kanunu tekrar kabul etmesi için 5’te 3 çoğunluğa ulaşması lazım. İktidar ve muhalefetin oy birliğine yakın bir orana ulaşması gerekiyor. Başkan’a rağmen meclis tek bir cümlelik bile kanun çıkaramaz. Milletvekilleri kanun çıkartamazsa 600 milletvekiline ne için maaş ödeyeceğiz?  Dünya’da hiçbir demokratik başkanlık sisteminde başkan içinden geldiği partinin genel başkanı değildir. Bu bize özgü bir başkanlık sistemi değildir, bu tek kişi yönetimidir. Meclis göstermelik hale geliyor.  Hakimleri atayan kurulun büyük çoğunluğunu başkan kendisi atıyor. Hakimleri atayan kurulu başkan atıyorsa, hakimler başkana bağlanıyor. Bir hakim kendisini atayan, istediği anda meslekten çıkarabilecek, sürgüne gönderip soruşturma açacak bir başkana ve onun il, ilçe temsilcilerine karşı hiçbir karar veremez. Referandumda hep birlikte hayır dedikten sonrada Ülkenin Cumhurbaşkanı, Başkanı ve meclisi yerinde devam edecektir.” ifadelerini kullandı.

“HUKUK GÜVENLİĞİ OLMAZSA YATIRIMCI GELMEZ”

Anayasa değişikliğinin Türkiye’ye siyasi ve ekonomik olarak kalıcı istikrarsızlık getireceğini TBB’nin tespit ettiğini ifade eden Feyzioğlu, “Anayasa değişikliğinin ekonomik istikrarsızlığa yol açacak olmasının sebebi ise, toplumda ve devlette yatırımlar hukuk güvencesinde olmazsa, yerli ve yabancı yatırımcı gelmez, parasını bağlamaz, fabrika kurmaz ve yatırım yapmaz. Yatırımcının yatırım yapmasının vazgeçilmez şartı yatırımlarının hukuk güvenliği altında olmasıdır. Anayasa değişikliği hukuki güvenliği yerle bir etmektedir. Kimin suçlu kimin suçsuz, kimin haklı kimin haksız, kimin alacaklı kimin borçlu olduğuna Cumhurbaşkanı karar verir hale gelmektedir” dedi.

“DEVLET BAŞKANI VE SİYASİ PARTİ ŞAPKASI”

Anayasa değişikliği ile başkanın iki şapkaya sahip olacağını ifade eden Feyzioğlu, “Başkanın siyasi parti genel başkanı olması ve başkana tanınan kanunları veto yetkisi şu sonuca yol açacaktır. Başkan siyasi parti genel başkanı şapkasını takıp iktidar partisinden kimlerin milletvekili olacağını kendi elleriyle yazacaktır. Sonra devlet başkanı şapkasını takıp meclisin önüne getirdiği kanunları yayınlayıp yayınlamamaya karar verecek. Yayınlamayıp meclise geri gönderdiği takdirde ise meclis üyeleri, o kanunu kabul edip yayınlayabilmek için oybirliği bulacak. Bu da ulaşılması imkansız bir oy birliği demektir. Başkan milletvekillerini seçecek ancak vekiller maaş almanın, odalarda oturmanın, devletin telefonlarını kullanarak araçlarına binmenin dışında hiçbir etkinlik gösteremeyecek. TBMM bugünü mumla arayacak etkisiz meclise dönüştürülmek istenmektedir. Bu milleti mecliste temsilcisiz bırakmak demektir” diye konuştu.

BİR CEBİNDE HAKİMLER, DİĞER CEBİNDE MİLLETVEKİLLERİ

Bir cebinde hakimler, diğer cebinde milletvekillerinin olduğu bir başkanlık sisteminin demokratik olmadığının altınız çizen TBB Başkanı Feyzioğlu, “Başkanın bir cebinde hakimler, diğer cebinde milletvekilleri olursa bu konu dünyada otoriterlik ve diktatörlük diye adlandırılır. Ayrılıkçı ve bölücü hareketlerin bulunduğu ülkeler arkasındaki örgütleri dünya terör örgütü olarak tanır. Eğer bir devlet demokratik değilse, devlet başkanı hakimlere emrediyor ve milletvekilleri ile meclisi kontrol altına alıyorsa böyle bir düzende ayrılıkçı hareketler uluslararası hukukta özgürlük savaşı ve özgürlükçü hareket olarak nitelendirilir. Maazallah arzu edilen anayasa değişikliği çıkacak olursa Türkiye’de bizi, bütün kaynaklarımızı, insanlarımızı, varımızı yoğumuzu hedef alan bölücü terör örgütü dünyanın her yerinde temsilcilik açar, dünyanın en etkili ülkelerinden açıktan hiç gizlemeye gerek duymaksızın istihbarat ve silah alır hale gelir. Dünyada örnekleri de vardır, Esad bir diktatör olduğu için, Esad’a karşı çıkan ÖSO ya da muhalifler bugün dünyada Esad’la aynı masaya oturabilir konumda kabul edilmektedir. Astana toplantısı ve Cenevre süreci bunun kanıtıdır. Devrik lider Saddam zamanında ortaya çıkan peşmerge hareketi dünya tarafından bir terör hareketi olarak değil, özgürlükçü hareket olarak düşünülmüştür. 36’ncı Paralel çekilerek peşmergenin bulunduğu yer merkezi Irak hükümetinden korunmaya alınmıştır. Saddam bir cebine hakimleri, diğer cebine Irak parlamentosundaki milletvekillerini almış tek adamdır. Türkiye’nin tüm operasyonlara, tüm bölünme senaryolarına karşı direniyor olması, Türkiye milli birliğini ve beraberliğini koruyor olması, Türkiye’nin bir demokrasi olmasıdır” dedi.

YÖNETİM TEK KİŞİYE GEÇERSE, BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ BAYRAM YAPAR

Türkiye’nin bir demokrasi olmaktan çıkıp bütün yetkilerinin bir kişiye toplanması halinde bölücü terör örgütünün o gün bayram yapacağını ileri süren Feyzioğlu “Türkiye’de yönetim bir kişide olursa bölücü terör örgütü dünyanın her yerinde meşru olarak destek alabilir, bugün gizli kapaklı verilen istihbarat desteği o gün açıktan verilir hale gelir. Bazı ülkelerin gizli kapaklı yaptığı patlayıcı ve cephane desteği açıktan ve meşru verilir. Bu da Türkiye’nin dünyanın bütün devletlerine karşı tek başına kalması demek olur. Dünyanın bütün ülkeleri bölücü terör örgütünün arkasına geçer ve Türkiye yapayalnız kalır. Bu uyarımızı buradan yapıyor ve Türk milletini bilgilendirmeyi namus ve vatan borcu olarak görüyoruz. Hiç kimse başka bir algı operasyonu yapmasın. İçi boş laflar ve sloganlarla hiç kimse Türkiye’nin vaktini boşa harcamasın. Ben iktidara da muhalefete de Türkiye’de ki bütün siyasi partilere sesleniyorum: ‘Herkes her şeyi bilmeyebilir. Biz bunu bilerek söylüyoruz, bilenleri lütfen dinleyin. Türkiye’nin bugün yanılmaya ve yanıltılmaya tahammülü yoktur. Telafisi imkansız zararların doğmasına elbirliği ile izin vermeyelim. Türkiye bir seçime gitmiyor. Nisan ayında Türkiye hangi hükümet ve hangi Cumhurbaşkanı bu ülkeyi yönetecek bu konumuz değil. Türkiye’nin tapusunu millet elinde tutacak mı yoksa a veya b kişisinin ileride cebine koymasına izin verecek mi? Herkesin geleceğini düşünerek en doğru kararı vereceğine inanıyoruz” dedi.

(KM-HŞ-MÖ)