Yönetime geldikleri günden itibaren yaptıkları etkinlikleri işledikleri, güncel konu ve konuklarıyla zenginleşen AKGİAD dergisinin 4.sayısı da dopdolu. 

Derginin başında üye ve okuyucularına seslenen başkan Kalın; “Değerli dostlarım; Ülkeler arasında sınırların ortadan kalktığı, yeni işbirliklerinin oluştuğu, devletlerden daha çok kentlerin hatta küresel şirketlerin aktörlüğü üstlendiği bir süreç yaşıyoruz.

Rekabetçilik, Teknoloji, Yenilikçilik, Ar-Ge gibi kavramların her geçen gün daha da önem kazandığı yeni bir ekonomik sistem söz konusu. Üretimlerimizin yüksek katma değer ve ileri teknolojiye dayanması, günümüz rekabet koşullarıyla birlikte sektörlerimizi geleceğe güçlü bir şekilde taşıyabilmek adına büyük önem arz ediyor. Bilginin rekabetteki yerimizi belirlediği, teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği bir dönemdeyiz. Daha 15-20 yıl önce hayatımıza giren internet, daha da gelişerek iş dünyamızda da köklü değişikliklerin yolunu açtı. Artık akıllı ürünler ve makineler bir ağ içerisinde birbirlerine bağlanabiliyor ve üretim sürecini daha az kırılganlık ve daha fazla verimlilikle yönetip kontrol altında tutuyor. Ürünün kendisi, onu üreten makine ve takibini yapan insan aynı iletişim dilini konuşacak. Bizler de Akhisar’ımızı ve Türkiye’mizi akıllı şehir uygulamaları, akıllı endüstri ve çevre uygulamaları, akıllı evler, akıllı tarım ve hayvancılık gibi uygulamalarla geliştirmeliyiz. Kentimizin ortak aklı aynı vizyonla bu ortak hedefler etrafında birleştirip Akhisar’ımızı gelecek hedeflerine emin adımlarla taşımalıyız. Bu bakış açısıyla sadece başarılarımızla övünmekle kalmayıp, yarının stratejilerini belirleyecek adımlar atmalıyız.
Ürün ve hizmet çeşitliliği her geçen gün hızla artış gösteriyor. Ülkeler, şehirler, kurumlar ve şirketler fark yaratmak; yenilikler ortaya koymak için çalışıyor. Bu kapsamda organize sanayimizde yüksek katma değerin sağlanması için günümüzde iki kavramın üzerinde dikkatle duruyoruz: Ar-Ge ve İnovasyon ve organize sanayi bölgemizin mutlak süreçte gelişmesi ve büyümesi gerekmektedir. Değişen diğer yapısal özelliklerden biri de müşteriyi bir değer olarak görmek ve ona ürün ve hizmet yerine “değer” sunmaktır. Müşteriye değer sunmak, belirli bir müşteri kitlesi için değer oluşturan ürün ve hizmet bütününü ortaya çıkartmak demektir. Müşteriye değer sunmak, müşterinin yaşadığı önemli bir sıkıntıyı veya görülmesini istediği bir işi daha etkin, daha güvenli, daha kullanışlı ve daha makul bir fiyatla karşılayan ürün ve hizmetler/ sunumlar bütününü oluşturmak demektir.

İnovasyon, müşteriye değer sunmanın bir başka yoludur. Çünkü inovasyonla müşterinin karşılanmamış ihtiyaçlarına odaklanıyorsunuz demektir.

Bir yerde okuduğum yazıda; Amerikan Başkanı olan Andrew Johnson, hayata terzi olarak başlamıştı. Bir zamanlar terzi olduğu alaylı bir şekilde bahsedildiğinde, kendisi şu karşılığı vermiştir: Aranızda bir centilmen benim bir zamanlar terzi olduğumu söyledi. Bu beni üzmez. Çünkü terzilik yaparken, benim iyi bir terzi olarak şöhretim vardı.Diktiğim elbisede kusur bulunmazdı.Müşterilerimin belirlenen günde elbiselerini diker,verir ve daima temiz iş yapardım.

Asıl olan, insanın mesleğinin küçük veya büyük olması değil. Terzi ol, fabrikatör ol, veya belediye başkanı,oda başkanı,dernek başkanı ol esas olan işini severek ve,hakkını  vererek  en iyi şekilde yapmaktır. Mantık şudur;”Ne yaparsan yap işini aşk ile yap” Böylece başta kendin sonra çalışanın ve seni destekleyen kitlede mutlu olur.Mutluluk varsa başarısızlık imkânsızdır.

Bu sayımız da bizlere maddi ve manevi destek veren herkese teşekkür ederim. Dergimizin bir sonraki sayısında buluşmak üzere. AKGİAD ailesi adına hepinize hayırlı bayramlar diliyorum. Sevgi ve saygılarımla” dedi.