Basın Konseyi Yüksek Kurulu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Tutuklu gazetecilerin özgürlüklerine kavuşmalarını istiyoruz. Özgür bir basın için haber alma ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını bekliyoruz" denildi.

Açıklamada ayrıca, "53 yıl önce basın dünyasının bayramı olan ve yıllar içinde ''10 Ocak çalışan gazeteciler günü'' olarak yaşanan bugün, ne yazık ki hakların ve özgürlüklerin kaybedildiği "gün" olmuştur" ifadelerine yer verildi.

"TUTUKLU GAZETECİLERDE HALA BİRİNCİYİZ"

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:

* Türk Basını maalesef 2013 yılını da Basın Özgürlüğü Mücadelesiyle geçirdi.

Yıl sonuna geldiğimizde, tutuklu gazetecilerin sayısı 40'a düşmesine karşın, tutuklu gazeteciler listesinde Dünya çapında ilk sıradaki ''ŞAMPİYON'' yerimizin değişmemiş olması, ülkemiz adına utanılacak bir durumdur.

* Meslektaşlarımızın uluslararası alanda aldıkları ödüllerin ne yazık ki, "gazetecilik başarı ödülleri'' yerine ''basın özgürlüğü'' için verilen ödüller olması, basın ve fikir özgürlüğü açısından, evrensel standartların çok gerisinde olduğumuzun açık bir kanıtı olmaktadır.

* Yüzlerce gazeteci siyasi baskılar yüzünden işten çıkartılmış, siyasi ya da ekonomik nedenler yüzünden gazete, dergi ve televizyonların haber merkezleri kapatılmış, genel işsizlik oranı % 9 iken, gazetecilerde bu oran %20'leri aşmıştır.

"GAZETECİLER TEHDİT EDİLDİ"

"Çalışan Gazeteciler Günü"nde gazetecilerin işsiz kalmaları elbette iç açıcı bir tablo değildir ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken çok önemli bir sorundur.

* Son dönemde basındaki en önemli sorunlardan biri de, basının siyasallaşması ve de kutuplaşmasıdır. Siyasi parti yayın organı gibi çıkan ya da bir görüşü kayıtsız şartsız savunan gruplaşmalar, bağımsız yayıncılık adına tehlike sinyalleri vermektedir.

* Basının haber almasını engellemek için pek çok müdahale yapılmış, özellikle Gezi olaylarında gazeteciler, polis şiddeti yüzünden yaralanmış, gözaltına alınmış, fotoğraf çekmeleri engellenmiş, kameraları kırılmış, işten atılmıştır. Dahası, "Ekmeğinizle oynarım" diyen polis müdürlerince tehdit edilmişlerdir.

* Son olarak yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili gazetecilerin yıllardır görev yaptıkları Emniyet Müdürlüklerine girişleri Emniyet Genel Müdürlüğü'nün genelgesiyle yurt çapında engellenmiştir. Basın Konseyi bu hukuk dışı uygulamanın iptali için diğer basın kuruluşları gibi Bölge İdare Mahkemesine başvurmuştur. Bu konuda basın kuruluşlarının çabaları sonucunda yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir.

"TÜRKİYE GAZETECİLERİN EN ÇOK TUTUKLANDIĞI ÜLKE"

* IPI Uluslararası Basın Enstitüsünün 2013 Basın Özgürlüğü Raporunda; Türkiye'nin dünya çapında en fazla gazetecinin tutuklandığı ülke olduğu belirtildi. Yüksek Kurul Üyemiz, Yurt Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın tutuklanmasının, 2013'te en şok edici beş dava arasında gösterilmesi, ülkemizdeki basın özgürlüğünün uluslararası basın kuruluşlarınca dikkatle izlendiğinin bir kanıtı olmuştur. Raporda ayrıca; "Her ne kadar Ocak 2012'de 100'den fazla olan tutuklu gazeteci sayısı Aralık 2013'de 60-70 arasında (değişen) bir sayıya düştüyse de, bu yıl da Türkiye diğer bütün ülkelerden daha fazla gazeteci tutuklayan ülke olmaya devam etmiştir.

* "Freedom House" İnsan Hakları Örgütü'nün, Türkiye'de basın özgürlüğünde ciddi gerileme yaşandığını açıkladığı 2011 Basın Özgürlükleri Raporuna göre196 ülke arasında Türkiye 112. sırada yer almaktaydı. 2013 raporunda daha da gerilereyerek 120. sırayı diğer bazı ülkelerle paylaşıyoruz.

"REFORMLAR HAYATA GEÇİRİLMEDİ"

* Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün Basın Özgürlüğü sıralamasında ise 2002 yılında 99. sırada bulunan Türkiye, bugün 179 ülke arasında 154. sırada yer almakta ve her yıl daha gerilere düşmeye devam etmektedir.

* Gazetecilerin çoğu, siyasi iddialar ya da terörist-teröristbaşı suçlamalarıyla yargılanıyor. 2012'de yapılan yasal değişikliklerle durum biraz yumuşasa da, 2013'te terör suçlamalarıyla ilgili düzenlemeler için'' söz verilen reformlar hayata geçirilemedi" ifadeleri yer almıştır.

* Ergenekon davasında yıllardır tutuklu olan 25 gazeteci 5 Ağustos'taki karar duruşmasında, bir bölümü ağırlaştırılmış müebbet olmak üzere çeşitli hapis cezalarına mahkum edilmişlerdir.

* Basın Konseyi, tutuklu gazetecileri cezaevlerinde yalnız bırakmamış, ayırım yapmadan çok sık ziyaret etmiş, seslerini duyurmayı görev bilmiştir.

"BASINDA KUTUPLAŞMALAR.."

* Basında son dönemde ortaya çıkan kutuplaşmalar, basın özgürlüğü ve basının güvenilirliği adına çok olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Basınla yapılan toplantılara ve resmi gezilere sadece iktidara yakın bilinen gazetecilerin davet edilmeleri bu bölünmeyi daha derinleştirmektedir. Başbakan ile çeşitli devlet kurum ve organlarının basın kuruluşları arasında yaptığı ayırımcılığı, eşitlik ilkesinin ihlali olarak görmekteyiz. Basın Konseyi Yüksek Kurulu olarak bu konudaki gelişmeleri kamuoyu ile hep paylaştık. Paylaşmayı sürdürmeye de kararlıyız.

* Yurt dışında görev yaparken kaybolan, kaçırılan, gözaltına alınan gazeteciler için sürekli çaba harcadık. TRT muhabiri Metin Turan için Mısır'ın İstanbul Başkosolosluğu aracılığıyla Mısır Başbakanı Biblavi'ye mektup yazdık. Suriye'de kaçırılan Milliyet Gazetesi Muhabiri Bünyamin Aygün için Dışişleri Bakanlığı'ndan çaba harcanmasını istedik.

Mısır'da tutuklu bulunan Metin Turan'ın serbest bırakılması sevinçle karşılanmıştır. Kaçırılan gazetecilerden Bünyamin Aygün de geçtiğimiz hafta sonu Suriye'den yurda dönerken, halen Suriye'de kayıp olan Beshar Kaddumi için de girişimlerimiz sürdürülmektedir.

* Sadece Gezi olayları sırasında basındaki ihlallerle ilgili Basın Konseyi'ne çok sayıda başvuru olmuştur. Başvurular arasında bakanlıklar, genel müdürlükler, odalar, siyasetçiler her kesimden kişi ve kuruluş bulunmaktadır. Sadece Gezi olayları ile ilgili yapılan 18 başvurunun tümünü Basın Konseyi Yüksek Kurulumuz karara bağlamıştır.

* Görülmekte olan tüm basın davalarında duruşmalar izlenmiş, gelişmeler medya ile paylaşılmıştır. Bu kapsamda tüm güncel gelişmeler dikkatle izlenerek tepkimiz, görüşlerimiz ve önerilerimiz çok hızlı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

* Uluslararası basın kuruluşlarına, Basın Konseyi'nce hazırlanan "Silivri Gerçeği" Kitabının İngilizce özeti gönderilmiştir. Tutukevindeki katlanılması güç koşullar dış medya kuruluşları, özellikle AB ve Avrupa Parlamentosu ile Türkiye'deki yabancı ülke elçilikleriyle paylaşılmış, basın özgürlüğü konusunda destek ve dayanışma istenmiştir.

53 yıl önce basın dünyasının bayramı olan ve yıllar içinde ''10 Ocak çalışan gazeteciler günü'' olarak yaşanan bugün, ne yazık ki hakların ve özgürlüklerin kaybedildiği "gün" olmuştur. Bu bağlamda Basın Konseyi her türlü çabayı sürdürmeye devam edecektir.