Kitaplıkta bir şey ararken 30 Mart Yerel Seçimlerinde hazırladığımız broşürler, belgeler, aldığımız notlar tesadüfen elime geçti…Seçim beyannamemizin hazırlık aşamasındaki çalışmalar aklıma geldi birden…
 
İşe, Akhisar’ın sıkıntılı, problemli konularının tespiti ile başlamıştık… Gözlemlerimizi, yaşadıklarımızı, istatistiki verileri, anketleri ortaya koyduk; konu başlıklarını alt alta yazmaya başladık… Ulaşım, trafik, oto park, kısıtlı yeşil alan, eğitim, kentsel dönüşüm, tarım, istihdam, organize sanayinin sorunları, halkın karar alma mekanizmalarında yer alamaması vs…
 
Sonra “kentin barındırdığı potansiyeller neler?” sorusuna yanıt aradık birlikte… Tarımı özellikle zeytin tarımını başa yazdık…Akhisar bir “üniversite şehri”, turizm merkezi olabilirdi pekala… Manisa’nın dezavantajlarının bizim için birer avantaj olduğunu fark etmiş ve Akhisar’ın sanayi konusunda alabileceği mesafeyi tartışmıştık uzun uzun…
 
Bu tespit ve tartışmalar sonrasında bizi başka bir noktaya götürdü, başka soruları sormaya başladık kendimize… Sorunların çözümünde, potansiyelin açığa çıkartılmasında bakış açımız ne olmalıydı? Mevcut yönetim belediyeyi bir “şirket” olarak görüyor, başkanı da bir “CEO” olarak konumlandırıyordu. Bunu da defalarca kamuoyu ile paylaşmıştı. İşin içinde bir “şirket” olduğu zaman haliyle “kar” olacak, bu durumda yurttaşlarda “müşteri” olacaktı… Kendimizi bu anlayışın tam tersine konumlandırdık: Belediye bir şirket değil, kamu kuruluşudur; Akhisarlı müşteri değildir, hizmet edilmesi gereken yurttaştır.
 
Önümdeki dosyalara bakarken ne kadar zaman geçtiğini hatırlamıyorum ama  birden tuhaf bir hisse kapıldım… Önümde duran, elimde tuttuğum broşürler, dosyalar dört yıl öncesine ait olmasına rağmen hala günceldi. Hayatımızda, duygularımızda, ülkemizde, dünyada birçok şey değişmişti ama Akhisar’ın sıkıntıları hiç değişmemişti, yerli yerinde durmaktaydı. Dün olduğu gibi bugün de potansiyelimizin yine çok uzağındayız…
 
Yani bugün bir seçim olsa, aynı arkadaşlar bir araya gelip bir seçim beyannamesi hazırlasak ve “biz, Akhisar’ın oto park sorununu çözeceğiz. Kentsel dönüşümü başlatacağız. Akhisar’ı bir üniversite şehri haline getireceğiz. Akhisar “inanç turizmi” için önemli bir uğrak olacak vs…” desek kimse “ne diyorsun sen arkadaş? Akhisar’da otopark sorunu mu kaldı? Kentsel dönüşümün başladığı nice oldu? Etrafına bak, etraf üniversiteli talebeden geçilmiyor” diyemez…
 
Akhisar şehrinin sorunları, problemleri ,“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” diyen Herakleitos’u yalancı çıkartırcasına “değişmemekte” inat etmekte ne yazık ki…