Mehmet Curaoğlu’nun önerdiği divan kurulu başkanı Hasan Çobankaya, başkan yardımcısı Ali Gürhan ve yazmanlar olarak da Ertuğrul Akpınar ile Mayil Bilgili görev aldı. Yapılan oylamaya 26 kişi katıldı ve Mehmet Curaoğlu Akhisar şube başkanı olarak güven tazeledi.

DİSK Emekli - Sen Akhisar şube başkanı Mehmet Curaoğlu: “Sizleri şube yönetim kurulu adına saygı ile selamlıyorum. 17 Şubat 2015 yılından bu yana aralıksız görev yapan sendikamızın işlevini yerine getirmesi için özveri ile çalışan Şube Yönetimine, Şube kurullarında görev alan tüm arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

15 yıldan fazla bir süredir AKP iktidarının, ülkemiz sosyal yapısını nasıl değiştirdiğini hepimiz yaşayarak tanık olduk.Eğitimde; çağdaş, bilimsel, laik ve demokratik eğitimden iyice uzaklaşılmış, müfredat değişiklikleriyle gerici, yobaz, dinci ,bağnaz eğitim anlayışı uygulamaya konuluyor.Sağlıkta, kuyruklar, katkı katılım payı ve çeşitli adlar altında para alınarak özellikle emekliler için paralı hale gelmiştir. Sağlık; sosyal devlet uygulama alanından çıkmış, ticarethane haline gelmiştir. Özel hastanelerin çığ gibi büyümesi bu iktidarın anlayışının sonucudur.Hukuk içler acısı olmuş, hukukun üstünlüğü rafa kalkmış, halkın büyük bir bölümü hukukun üstünlüğüne ve tarafsızlığına inanmamaktadır. Bu nedenle Adalet Yürüyüşü yapılmış, milyonları aşan katılım sağlanmıştır.

İfade özgürlüğü konusunda sınıfta kaldık. OHAL ve KHK’ lerle yönetme anlayışı, insanların düşüncelerini özgürce ifade etmesini, bilginin yayılmasını önlemiştir. Ceza evlerinde bir çok aydın,akademisyen ve gazeteci olan düşün adamları bulunmaktadır. Böylelikle toplum üzerinde baskı oluşturulup, korku toplumu yaratılmıştır. İnsanlar en basit demokratik taleplerini topluca ifade etmekten korkar olmuştur.Her fırsatta ekonominin iyi olduğu vurgulansa da gerçekte söylendiği gibi olmadığını hepimiz biliyoruz işsizlik çift hanelerde, keza enflasyon yüksek düzeylerde seyrediyor. Tüm tarım ürünlerini ithal eden , kırmızı et konusunda dışa bağımlı hale gelmiş,çalışanlarının çoğu asgari ücretten az ücret alan , 11 milyon emeklinin büyük çoğunluğu asgari ücretin altında maaş alan ülkenin ekonomisi ne kadar iyi olabilir? Daha vahimi asgari ücret açlık sınırının altında kalmıştır. Biz emeklilerin bu iktidardan taleplerimiz olmuş , bundan sonra da olacaktır. Bizim taleplerimiz her zaman iktidar tarafında duymazdan gelinmiştir.  Her seçim döneminde söz vermelerine rağmen bu iktidar, emeklinin insanca yaşamasını sağlayacak olan gerçek bir intibak Yasasını çıkarmamıştır. Sosyal devlet alanı olan ücretsiz sağlık hakkını yok etmiştir. Muayene ücreti, katkı-katılım payı,otelcilik ücreti,istisnai tıp hizmeti,öğretim üyesi farkı gibi çeşitli ücretler alınarak sağlık paralı hale gelmiştir. Emekliye ikramiye verilmesi talebimizi görmezden gelmiş , muhalefetin ikramiye vereceğiz vaatlerine kaynak yok diyerek karşı çıkmıştır. ülkenin büyümesinden ,yıllarını bu ülkenin gelişip kalkınması için harcayan emeklilere refah payı verilmemiştir. Taban aylık uygulaması kaldırılarak çalışırken aldığı ücretten daha az emekli maaşı bağlama yoluna gidilmiştir.  Aldıkları maaşla geçinemeyen emekliden, çalışmayan çocukları için GSS primi keserek emekliyi daha da zora sokmuştur.  Aldığı ücretle geçinemeyip çalışan ya da iş yeri açan emekliden %15 sosyal güvenlik destek primi alınmıştır. Bu iktidar emeklilere örgütsüzlüğü dayatmıştır. Uluslar arası sözleşmelerin" herkese" tanıdığı sendika kurma hakkımızı engellemek için her türlü anti demokratik yollara başvurmuştur.Sendikal örgütlenme konusundaki hukuksal mücadelemiz halen AHIM' de devam etmektedir. 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra 20 Temmuz da esas sivil darbeyi OHAL ilan ederek iktidar yapmıştır. İktidarın hedeflediği tek adam rejimi , totaliter yönetim anlayışı yavaş yavaş uygulanmaya başlanmıştır.OHAL koşullarında yapılan 16 Nisan halk oylaması bir sihirbaz hokus pokusu ile de olsa "evet" çıkmış, adını yumuşatıp Partili Cumhur Başkanlığı sistemi ilan edilmiştir.

Değerli dostlar; Muhalefetin iyi komşuluk önerilerine , Orta Doğu bataklığına girilmemesi gerektiği uyarılarına rağmen , iktidarın oyun kurucu olma hevesi ağır basmış, "Zeytin Dalı" harekatıyla Suriye'ye girilmiştir. Basit bir terör operasyonu gibi görünen savaşta ölüyoruz,öldürüyoruz hamaset nutuklarıyla halkın şoven duyguları kamçılanarak büyük bir çoğunluk savaş ister , savaş yanlısı hale gelmiştir. Halbuki savaşın göz yaşı,yıkım , acı olduğunu tüm dünya bilir. Barıştan sözetmenin suç sayıldığı hatta " vatan haini" ilan edildiği ortam yaratılmıştır. Kaldı ki girdiğimiz bu bataklıktan nasıl çıkacağımız,hangi kazanımları elde edeceğimiz de belli değil bence. İzlediğimiz kadarıyla seçim güvenliği ve ittifaklar yasası bir gecede Meclisten geçerek yasalaştı. Şimdi MHP ve AKP kazan kazan anlayışı ile kurdukları ittifak , savaş çığırtkanlığı yaparak 2019 seçimlerinden kazançlı çıkma hevesindeler. Ülkenin bekası diyerek sürdürdükleri bu çabaları 2019 seçim sendromundan kaynaklanmaktadır. Bence ülkemizin beka sorunu yok , iktidarın beka sorunu vardır. Tüm telaş bundan kaynaklanıyor.

İnsani değerlere sahip çıkarak insanı sevmeliyiz. insanı yaşatma!' kardeşliği ve barışı savunmalıyız. " özgürlük ve Demokrasi Mücadelesinden emekli olunmaz" diyen DİSK/EMEKLI-SEN Barış,Demokrasi, İnsan hak ve özgürlüklerini savunur, bu değerlerin kazanımı için mücadele eder. "Kurtuluş Yok Tek Başına , Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz" diyerek tüm demokrasi güçlerinin dayanışma içinde, omuz omuza mücadele ederek geçit vermeyeceğiz. Bu ülkede barış ve demokrasiden söz eden faşizme g ç  insanlar varsa umut var demektir.Umudumuz varsa Başaracağız, Başarmalıyız. Affınıza sığınarak büyük şair ölümsüz insan Nazım Hikmet'ten bir dörtlük okumak istiyorum. Düşmezse düşmesin yakamızdan ölüm. Bizim üstümüze güneş doğacak gülüm. Gülüşüne bir kurşun sıksa da ölüm. Unutma ki umuda kurşun işlemez gülüm” dedi.

BEYSÜLEN; “DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE EMEKLİ OLUNMAZ”

Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen: “Bundan 23 yıl önce 149 emekli büyüğümüz 1995 yılında Özgürlük ve Demokrasi mücadelesinde emekli olunmaz diyerek yola çıktılar. Sendikamızı kurdular, çünkü onlar çalışma mücadelesinin içinden geliyorlardı. Demokrasi mücadelesinden emekli olmamanın anlamını ve niçin olmamak gerektiğini çok iyi biliyorlardı. Bu gün ülkemizde yaşadıklarımıza baktığımızda demokrasi mücadelesinden neden emekli olmamak gerektiğini çok daha iyi anlıyoruz. Türkiye çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor, hukukun rafa kaldırıldığı, adaletsizliğin had safhada olduğu ve her konuşanın hain ilan edilerek ceza evine tıkıldığı bir süreci yaşıyoruz” dedi.
 

Yönetim Kurulu: Mehmet Curaoğlu, Aziz Balcı, Hıdır Halisdemir, Ertuğrul Erhun, Birol Yalçın

Denetleme Kurulu: Nevzat Reşadiye, Veli Doğan, Sadık Güvensoy

Disiplin Kurulu: A. Kadir Duman, Heves Güngör, Mehmet Saçlı