Akhisar Demokrasi Güçleri, her yıl 25 Kasım'da düzenlenen Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde önemli bir etkinlik düzenledi. Akhisar Belediyesi önünde toplanan grup, saat 13.30'da bir basın açıklaması yaptı. Bu açıklamanın ardından saat 14.00'te Akhisar Belediyesi Meclis Salonu'nda, Sol Feminist Hareket, avukatlar ve kadın dayanışma gruplarından temsilcilerin katılımıyla bir panel gerçekleştirildi.

Eğitim-Sen Akhisar Başkanı Fatma Çavuş tarafından okunan basın açıklamasında, kadına yönelik şiddetin, yoksulluğun ve savaşın arttığı bir dünyada, kadınların haklarını ve yaşamlarını savunma kararlılıkları vurgulandı. 2022 yılında erkek şiddeti sonucu ölen 334 kadının anıldığı bu açıklamada, ayrıca LGBTİ+ topluluğuna yönelik nefret söyleminin artışına dikkat çekildi. Açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi ve 6284 sayılı yasanın tartışmaya açılmasının yanı sıra, ekonomik eşitsizlikler, işsizlik ve yoksulluk gibi konulara da değinildi. Bu etkinlikte, kadınların özgürlük, eşitlik ve adalet için mücadelesinin önemi ve kararlılığı vurgulandı.

Akhisar Demokrasi Güçleri, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Akhisar Belediyesi binası önünde toplanarak bugün saat 13.30’da bir basın açıklaması yaptı.

Basın açıklaması ardından saat 14.00’de Akhisar Belediyesi Meclis Salonunda Sol Feminist Hareket temsilcisi Aysun Gezen, Avukat Müge Arslan ve Emek ve Gül Kadın Dayanışma Grubu temsilcisi Elif Cuhadar katılımı ile panel düzenlendi.

Basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen Akhisar Başkanı Fatma Çavuş, “Savaşa, Erkek Şiddetine, Yoksulluğa Karşı Barışı, Hayatlarımızı ve Haklarımızı Savunuyoruz! Dünyada ve ülkemizde sağ, muhafazakâr iktidarlar, savaş ve şiddet politikalarıyla kadın kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Biz kadınların mücadelesi her zaman olduğundan çok daha fazla baskıyla susturulmaya çalışılıyor.

HAYATIMIZDAN, HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ! KADINA YÖNELİK ŞİDDETE SON!!

Evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz. Erkek şiddetine dair veriler iktidarlar tarafından açıklanmıyor. Şiddet vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor. 2022 yılında erkek şiddeti 334 kadını öldürdü. Sadece 2022 verilerine baktığımızda bile şiddetin hedefi haline gelen kadınların sayısının arttığını görüyoruz. LGBTİ+ örgütlerinden gelen raporlar nefret söyleminin de her geçen gün arttığını gösteriyor. Ama AKP-MHP iktidarı sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor.

NEFRETE İNAT YAŞASIN HAYAT!! KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR!!

Sevgili Basın Emekçileri, Sevgili Kadınlar Haftalardır İsrail’in Gazze’ye her geçen gün artan şiddetli saldırılarına tanık oluyoruz. Savaşta öldürülenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Gazze’de savaş ve soykırım suçu işleniyor. İkiyüzlü devletler her zaman olduğu gibi, dünyanın her yerinde, kadınların bedenlerini savaş politikalarına alet ediyor, hayatlarını hiçe sayıyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyada maalesef yalnızca bazı hayatlar kutsal sayılıyor. Bu yıl başta Gazze olmak üzere Ortadoğu ve Dünya’da savaşların sebep olduğu yıkımlar, ülkemizde dokuz ay önce, 6 Şubat depreminde enkaz altında kalan iktidarın yeni yıkımlara yol açacak özelleştirme politikaları, kadın düşmanlığını meclise taşıyan kadın düşmanı koalisyonlar, hukuk sisteminin çöktüğünün teyidi bir yargı krizinin yanında büyük bir ekonomik krizle girdiğimiz 25 Kasım’da erkek devlet şiddetine, yoksulluğa, emek düşmanlığına, savaşlara karşı barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz şiarını yükseltiyoruz.

KADINLAR SAVAŞ İSTEMİYOR!!

Her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da sınırları ve zamanları aşan kadın dayanışmasını ve Mirabal kardeşlerin 1960’larda Trujillo’nun diktatörlüğünün devrilmesinde yol açan direniş ve mücadelesini selamlayarak isyanımızı meydanlara taşıyacağız.

KADINLAR YÜRÜYOR MÜCADELE BÜYÜYOR!!

Sevgili Basın Emekçileri, Sevgili Kadınlar Yıllardır sürdüğümüz mücadeleyle elde ettiğimiz en önemli kazanımlarımızdan biri, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğduğu yaklaşımı üzerine inşa edildiği için oldukça önemli olan İstanbul Sözleşmesi bir gecede feshedildi. AKP bu yolla erkek şiddetini ve erkek egemen zihniyeti değiştirme yükümlülüğünü almayacağını açıktan duyurmuş oldu. Şimdi de 6284 sayılı yasayı tartışmaya açarak eril yargının nicedir süren cezasızlık politikalarını meşrulaştırıyor. Erkek şiddeti cezasız bırakılırken, kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor.

YASALARA DOKUNMA UYGULA!! KADINI DEĞİL, ŞİDDETİ YARGILA!!

Dünyada krizlerle daha da artan ekonomik eşitsizlikler ve kemer sıkma politikaları kadın emeğinin sömürüsünü katlayarak artırıyor. Kadının tek istihdam biçiminin güvencesiz, evden, kısmi zamanlı, parçalı ve esnek istihdam olmasını sağlayan düzenlemeler yaygınlaşıyor. Türkiye’deyse AKP/MHP iktidarının sermayeden, savaştan ve ranttan beslenen bütçe politikalarıyla ekonomik kriz derinleşiyor. İktidarın gündeminde kadın işsizliği ve yoksulluğu yok. Bunların yanında iktidar örgütlü kadın mücadelesini hedef alan baskı, gözaltı ve tutuklamaları hız kesmeden sürdürerek, anayasal haklarımızı, toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkımızı engelleyerek de kadına yönelik şiddeti farklı biçimlerde sürdürüyor.

KRİZE, ŞİDDETE, SAVAŞA HAYIR!! CİNSEL, ULUSAL, SINIFSAL SÖMÜRÜYE SON!!

KHK’ler, haksız ve hukuksuz işten çıkarmalar, güvenlik soruşturması gibi uygulamaların yanında KHK ile ihraç edemediklerini de mobbing, sürgün ve şiddetle görevden el çekmeye zorluyorlar. İşyerlerinde taciz, mobbing, şiddetin sorumlularının hesap vermesini sağlayacak herhangi bir düzenlemeyse bulunmuyor. Sevgili Basın Emekçileri, Sevgili Kadınlar, Kadın emeği üzerindeki denetimini sıkılaştırarak ayakta kalmaya çalışan AKP-MHP erkek iktidarı kürtajın ve sezaryenin hak olmaktan çıkarılması, şiddet uygulayan erkekle arabuluculuk uygulaması, boşanmayı zorlaştırma raporları, nafaka hakkına dair tartışmaları ile kadınları sistematik olarak aileye mahkûm etmeye çalışıyor. Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, bize dayatılan kimliklerle yaşamayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Bu sorunlara çözüm üretecek politikalar yapılsın, kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri ortadan kalksın istiyoruz.

EMEĞİMİZ, BEDENİMİZ, KİMLİĞİMİZ BİZİMDİR!! KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK!!

Kadınların eşitlik ve özgürlük sorunu çözülmeden siyasi, medeni, sosyal ve ekonomik haklara erişimden bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz Varız! Diyoruz. Vardık ve var olacağız.

KADINIZ VARIZ İŞTE BURADAYIZ!! KORKMUYORUZ, SUSMUYORUZ İTAAT ETMİYORUZ!!

Hayatlarımıza, haklarımıza ve emeğimize sahip çıkarak savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunacağız!

İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz!

Güvenceli iş güvenli gelecek talebimizden vazgeçmiyoruz! örgütlenme özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz! Şiddetsiz bir yaşam, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, laiklik mücadelemizden vazgeçmiyoruz! Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi! Sokakları, meydanları, işyerlerimizi terk etmiyoruz! Yaşasın kadın dayanışması! Jin, jiyan, azadi!