57 yıl sonra 10 Ocak’ın altını tamamen boşalttık.  

1961 yılında gazetecilerin kazandığı haklar yerle bir oldu.

Basın çalışanları günümüzde ellerine çiçek tutuşturulan, sırtları okşanan, ağızlarına bir parmak bal çalınan, hameset nutukları dinleyen kişiler haline geldiler, getirildiler.

Nankörlük etme diyenleri duyar gibiyim. Çünkü 10 Ocak günü verilen demeçleri, vazedilen fikirleri dinleyip, gerçekleştirilen etkinliklere bakınca herşeyin güllük gülüstanlık olduğunu sanıyoruz… 
Ancak  durum hiç de öyle değil… 

Çünkü, ülkemizdeki gazeteciler rahat çalışma koşullarına sahip değil, emeğinin hakkını alamıyor ve kendini geliştirebildiği bir basın ortamına kavuşmuş değiller.
***
1961 yılında kazanılan hakların çoğu, 1971’deki askeri müdahaleden sonra ellerinden alındı. Bayram olarak kutlanmaya başlayan günün adı, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak değiştirildi.

Böylece gün gazeteciler için bayram değil, sorunların dile getirildiği bir zaman dilimi oldu. 

Neden mi?

Son 10 yıl içinde neredeyse her üç gazeteciden biri işsiz kaldı. 145 gazeteci cezaevinde. Gazeteciler hakkında sürekli dava açıldığı için adliye ikinci adres haline geldi.

Gazeteciler mesleklerini yapamıyor. Gazetecilik yapan meslektaşlarımız içinde de sendikaları üye olma oranı çok düşük. Avrupa’da en az yüzde 25 olan bu oran Türkiye’de sadece yüzde 5.9.

Eleştirisel gazeteciliğe olanak tanınmadığı için de sektördeki kan kaybı sürüyor. Bu arada 889 gazetecinin basın kartı iptal edildi, iptaller devam ediyor.  Yayın yasakları, para cezaları, açılan davalar, gözaltılar, tutuklamalar, sansür, oto sansür artık günlük olaylar...

Gazeteciler sindirilerek, taraf haline getirilmeye, yalakalık yapmaya alıştırılmaya, mesleğin ilkelerinden uzaklaştırılmaya, katiplik yapmaya zorlanıyor.

Ayrıca, siyasetçiler tarafından gazeteciliğin terör faaliyeti, gazetecilerin de terörist olarak tanımlanması meslektaşlarımızı hedef haline getiriyor. Gazetecilere yönelik sözlü ve fiziksel saldırılar sürüyor. Bu saldırılar da ne yazık ki şikayetlere rağmen cezasız kalıyor.

Saldırılar zaman zaman meslek içinden de yapılıyor… Bu nedenle meslektaşlarımıza, daha fazla dayanışmaya ihtiyacımız olduğunu anımsatıp, biribirlerini hedef göstermekten vazgeçmesi gerektiğini söylüyoruz.

***

Peki 10 Ocak Gazeteciler Gününü yeniden “Bayram”a çevirmek için ne yapılabilir?
Çok kolay, düşünceyi ifade özgürlüğü ve Basının önündeki engeller kaldırılmalı, gazetecilerin özgür kalması sağlanmalı, gazetecilik mesleğini suç gören anlayıştan vazgeçilmelidir.

Bu sağlandığı zaman, ülkemizdeki basın ve basın çalışanları daha rahat koşullarda çalışacaklar ve günleri bayrama dönecektir.

***

(*)10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, sadece ülkemizde kutlanmaktadır.
Bu arada, Akhisar’da AkhisarPresHaber bürosuna kadar gelen, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlayan herkese (Eksik bırakmaktan korktuğum için isimlerini tek tek sayamıyorum) teşekkürlerimizi bir borç biliyorum.
İyi ki bizi hatırladılar, iyi ki varlar…

***

Bugünlük de bu kadar!
Sağlıcakla Kalın, Akhisar’sız Kalmayın!